İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | in detail zf. | ayrıntılı olarak | ||
However, it is reprehensible to regulate in detail at EU level how these aims are to be achieved. Bununla birlikte bu hedeflere nasıl ulaşılacağının AB düzeyinde ayrıntılı olarak düzenlenmesi kınanmalıdır. More Sentences |
||||
Genel | in detail zf. | ayrıntılarıyla | ||
She described the scene in detail. Olayı ayrıntılarıyla anlattı. More Sentences |
||||
Genel | in detail zf. | detaylı olarak | ||
Tom explained in detail what he had seen. Tom gördüklerini detaylı olarak açıkladı. More Sentences |
||||
Genel | in detail zf. | detaylıca | ||
There isn't time to explain in detail. Detaylı açıklama yapacak zamanım yok. More Sentences |
||||
Genel | in detail zf. | ayrıntılı bir şekilde | ||
A text worded clearly, accurately and in detail is one of these. Açık, doğru ve ayrıntılı bir şekilde ifade edilmiş bir metin bunlardan biridir. More Sentences |
||||
Genel | in detail zf. | detaylı bir şekilde | ||
I hope the Commission will consider these in detail. Komisyon'un bunları detaylı bir şekilde değerlendireceğini umuyorum. More Sentences |
||||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | in detail expr. | ayrıntılı olarak | ||
However, allow me to address in detail the amendments, which have been proposed. Bununla birlikte önerilen değişiklikleri ayrıntılı olarak ele almama izin verin. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | in detail s. | mufassal | ||
Genel | in detail zf. | etraflıca | ||
Genel | in detail zf. | tafsilatla | ||
Genel | in detail zf. | teferruatla | ||
Genel | in detail zf. | yeterince | ||
Genel | in detail zf. | uzun uzadıya | ||
Genel | in detail zf. | tafsilatlı | ||
Genel | in detail zf. | genişçe | ||
Genel | in detail zf. | detaylı şekilde |